Kaynak:http://www.barismancomix.com/foto-otomobilkoleksiyonu
Ölümsüzler
3 Ekim 2010 Pazar
1 Ekim 2010 Cuma
Yazar Murat Yatağanbaba ve Barış Manço
Barış Manço'nun haklarını koruyan ve savunan Murat Yatağanbaba yıllar sürecinde çabalar göstermiş ve halka e-Gazete olarak bilgileri sunmaya başlamıştır.Yazar Murat Yatağanbaba'nın Barış Manço için yazdığı 2 Kitap ve 10 adet siyaset,din ile ilgili yazdığı kitapları kendi sitesinde online satışa sunulmaktadır,bu kitapları siteden temin edebilirsiniz.
İnternet Adresi:http://yataganbabamenajerlik.wordpress.com/
Facebook Sayfası:http://www.facebook.com/people/Murat-Yataganbaba/1067473073#!/profile.php?id=1067473073&ref=ts
İnternet Adresi:http://yataganbabamenajerlik.wordpress.com/
Facebook Sayfası:http://www.facebook.com/people/Murat-Yataganbaba/1067473073#!/profile.php?id=1067473073&ref=ts
30 Eylül 2010 Perşembe
Barış Manço'nun Ardından
Mehmet Barış Manço yalnız Doğukan'la Batıkan'ı değil, 7'den 77'ye bütün sevdiklerini yetim bıraktı, karlı bir İstanbul gecesinde ve de cüce şubatın ilk günü... Oysa, eşi Lale'yle elele yıllarca ne karlı dağlar aşmış, ne okyanuslar geçmişti, ‘‘Adam Olacak Çocuk’’ lar için...
Manço, şarkısında ‘‘Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, inanamadık Gülpembe...’’ diyordu.
Söyledikleri aynen yaşandı. Hiç beklenmedik anda vefat ederek herkesi üzen Barış Manço için on binler 3 Şubat 2009 günü ayaktaydı; kalabalık ne salonlara, ne de sokaklara sığdı...

Hürriyet Gazetesi'nin 4 Şubat 1999 tarihli manşeti. Onbinlerce insanın elleri arasında şarkılarıyla uğurlandı Barış Manço... Sanatçıydı, halkın sevgilisiydi Barış, reyting canavarlarının olmasa da... Son günlerde sıkça tartışılan ‘‘sanatçı kimliği’’ tartışmasına acı bir nokta koydu Barış Manço: İşte halkın sanatçısı, sonsuzluğa alkışlarla uğurlandı...
Ani ve beklenmedik ölümü 7'den 77'ye herkesi üzen Barış Manço'yu sevenler, günlerdir ayrılmadıkları Moda'daki evinin önünü sabahın erken saatlerinden itibaren yine doldurdular.
İngilizler'in, Prenses Diana'ya layık gördüğü sevginin bir benzeri sergilendi. Ani ölümüyle herkesi üzüntüye boğan Barış Manço, son yolculuğunda on binleri bir araya getirdi.
Son 4 günde önemli şirketlerin telefon santrallarında, tüm radyolarda, lüks mağaza ve Akmerkez benzeri işyerlerinde Manço'nun şarkılarının çalınması da gerçek sanatçının farkının bir başka kanıtı oldu.
1 Ocak 1943 günü Üsküdar'da dünyaya gelen Barış Manço, 1 Şubat l999 günü Türk Hafif Müziği'nde büyük devrimler yapmış ve adını altın harflerle yazdırmış bir sanatçı olarak aramızdan ayrılıverdi.
İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım, böyle bir evlada sahip oldukları için hep gururlandılar...
Derken Galatasaray Lisesi'nin yolunu tutttu. Klasik, disiplinli ve kültür dolu yatılı öğrencilik yılları onu bekliyordu. Çok başarılı bir öğrenci değildi. İkmaller ve Savaş ağabeyinin sopalarıyla liseyi bitirdi. Barış hep yakınırdı; ‘‘Hiç parçalanacak oyuncağım olmadı’’ diye.
Fakat o günlerin Manço'sundaki Güzel Sanatlar'a yatkınlık belirtileri kimsenin gözünden kaçmıyordu. Bir yandan resimler yapıyor, bir yandan da besteler üzerinde çalışıyordu. Derken 1963 yılında Belçika Kraliyet Akademisi'nin yolunu tuttu.
İstanbul'dan başka bir yer göremeden, otostop yaparak Belçika'ya gitti. Desen ve grafik sanatlar öğrenimi yaparak 1969 yılında mezun oldu. Bu öğrenimi sırasında İstanbul'la Brüksel arasında mekik dokudu. Bir keresinde ‘‘Hayırlı akrabalarım pederin vefatından sonra bir çöp bile bırakmamışlar bana’’ diye dert yanmıştı gülerek...
1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Hayati Kafe, Erol Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış da aklına koymuştu bu dünyanın içine girmeyi. 1970'in mart ayında yaptığı ‘‘Dağlar Dağlar’’ dört ayda 700 bin satınca müzik dünyasının içinde buldu kendini. Bu şarkıyı Keban'dan İstanbul'a minübüsle gelirken dağlara baka baka bestelemişti. Artık onun yolu Anadolu rock müziği üzerine olacaktı. Tatlı tatlı yarıştığı dönem arkadaşları, Fikret Kızılok ve Cem Karaca idi.
Barış Manço günümüze kadar bestelediği 200'ün üzerindeki şarkısıyla milyonların kalbine taht kurdu. Yalnız Türkiye'de değil, Japonya'ya kadar birçok ülkede popüler sanatçı oldu. Bu besteleri kendisine 18 altın ve bir platin albüm/kaset ödülü kazandırdı. Bu sarkılarının birçoğu Yunanca'ya, Bulgarca'ya, Arapça'ya, İbranice'ye, Japonca'ya, Farsça'ya çevrildi. Japonya'da iki CD'si yayınlandı.
Barış Manço daha sonraları televizyon yapımcılığına el attı. Büyük birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istiyordu. Biraz da seyyah olup, dünyayı gezmek vardı düşlerinde. Ekim 1988'de, TRT 1 Televizyonu'na o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. ‘‘Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli’’ydi düşündüğü...
Yayına girdiği ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan ‘‘Barış Manço ile 7'den 77'ye’’, böylelikle onun bir başka yavrusu olacaktı, ölümünden birkaç ay öncesine kadar.
Program çekimleri icin oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu.
Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk olduklar Manço'ya. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
Devlet Sanatçısı, Ankara (1991)
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Ankara (1991)
SOKA ÜNİVERSİTESİ
Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
BELÇİKA KRALLIĞI
Leopold II Şövalyesi Nişanı Brüksel, Belçika (1992)
FRANSIZ KÜLTÜR BAKANLIĞI
Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı Paris, Fransa (1992)
TÜRKMENİSTAN CUMHURBAŞKANLIĞI
Türkmen Vatandaşlığı Aşkabat, Türkmenistan (1995)
PAMUKKALE UNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Denizli (1995)
MİN-ON VAKFI
Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
‘‘Ülkemizdeki şöhret meselesine gelince... Amerikalı bir meslektaşımın lafını çok tutmuştum. 2000'li yıllarda herkes meşhur olacak ama sadece 15 dakika için...’’
‘‘Ben gerçek bir rocker'ım. Belki kimse farketmiyor ama hayatımı hep rock felsefesine göre yaşadım. Çok gezdim, çok gördüm ve gördüklerim sayesinde bilgimi arttırdım... Hep sordum, sorguladım...’’
‘‘Biz evde Lale'ye çocuklarla birlikte anne deriz... Çünkü o ben dahil hepimizin annesi... Ona çok şey borçuluyum.’’
‘‘Ben hiçbir zaman Japonya'da yaşamak istediğimi söylemedim. Bu çok komik... Evet bana pek çok olanak sunuldu ama ben ülkemi seviyorum ve buradan ayrılmayı da düşünmüyorum...’’
‘‘Yaşantımızın her dakikası programlıdır. Başka türlü bu tempo ayak uydurmak mümkün değil... Çalışmayı seviyorum, bu yaşam tarzımı da. Tek programlayamayacağımız şey ölümdür...’’
Yazan: Fikret Ercan, Hürriyet
Kaynak:http://www.barismancomix.com/onunardindan
Manço, şarkısında ‘‘Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, inanamadık Gülpembe...’’ diyordu.
Söyledikleri aynen yaşandı. Hiç beklenmedik anda vefat ederek herkesi üzen Barış Manço için on binler 3 Şubat 2009 günü ayaktaydı; kalabalık ne salonlara, ne de sokaklara sığdı...
Hürriyet Gazetesi'nin 4 Şubat 1999 tarihli manşeti.
Ani ve beklenmedik ölümü 7'den 77'ye herkesi üzen Barış Manço'yu sevenler, günlerdir ayrılmadıkları Moda'daki evinin önünü sabahın erken saatlerinden itibaren yine doldurdular.
İngilizler'in, Prenses Diana'ya layık gördüğü sevginin bir benzeri sergilendi. Ani ölümüyle herkesi üzüntüye boğan Barış Manço, son yolculuğunda on binleri bir araya getirdi.
Son 4 günde önemli şirketlerin telefon santrallarında, tüm radyolarda, lüks mağaza ve Akmerkez benzeri işyerlerinde Manço'nun şarkılarının çalınması da gerçek sanatçının farkının bir başka kanıtı oldu.
DAĞLAR DAĞLAR'LA MÜZİĞE MERHABA |
İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım, böyle bir evlada sahip oldukları için hep gururlandılar...
Derken Galatasaray Lisesi'nin yolunu tutttu. Klasik, disiplinli ve kültür dolu yatılı öğrencilik yılları onu bekliyordu. Çok başarılı bir öğrenci değildi. İkmaller ve Savaş ağabeyinin sopalarıyla liseyi bitirdi. Barış hep yakınırdı; ‘‘Hiç parçalanacak oyuncağım olmadı’’ diye.
Fakat o günlerin Manço'sundaki Güzel Sanatlar'a yatkınlık belirtileri kimsenin gözünden kaçmıyordu. Bir yandan resimler yapıyor, bir yandan da besteler üzerinde çalışıyordu. Derken 1963 yılında Belçika Kraliyet Akademisi'nin yolunu tuttu.
İstanbul'dan başka bir yer göremeden, otostop yaparak Belçika'ya gitti. Desen ve grafik sanatlar öğrenimi yaparak 1969 yılında mezun oldu. Bu öğrenimi sırasında İstanbul'la Brüksel arasında mekik dokudu. Bir keresinde ‘‘Hayırlı akrabalarım pederin vefatından sonra bir çöp bile bırakmamışlar bana’’ diye dert yanmıştı gülerek...
1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Hayati Kafe, Erol Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış da aklına koymuştu bu dünyanın içine girmeyi. 1970'in mart ayında yaptığı ‘‘Dağlar Dağlar’’ dört ayda 700 bin satınca müzik dünyasının içinde buldu kendini. Bu şarkıyı Keban'dan İstanbul'a minübüsle gelirken dağlara baka baka bestelemişti. Artık onun yolu Anadolu rock müziği üzerine olacaktı. Tatlı tatlı yarıştığı dönem arkadaşları, Fikret Kızılok ve Cem Karaca idi.
Barış Manço günümüze kadar bestelediği 200'ün üzerindeki şarkısıyla milyonların kalbine taht kurdu. Yalnız Türkiye'de değil, Japonya'ya kadar birçok ülkede popüler sanatçı oldu. Bu besteleri kendisine 18 altın ve bir platin albüm/kaset ödülü kazandırdı. Bu sarkılarının birçoğu Yunanca'ya, Bulgarca'ya, Arapça'ya, İbranice'ye, Japonca'ya, Farsça'ya çevrildi. Japonya'da iki CD'si yayınlandı.
DÜNYAYI DOLAŞTI |
Yayına girdiği ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan ‘‘Barış Manço ile 7'den 77'ye’’, böylelikle onun bir başka yavrusu olacaktı, ölümünden birkaç ay öncesine kadar.
Program çekimleri icin oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu.
Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk olduklar Manço'ya. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı.
DEVLET SANATÇILIĞINDAN ŞEREF MADALYASINA |
Devlet Sanatçısı, Ankara (1991)
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Ankara (1991)
SOKA ÜNİVERSİTESİ
Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
BELÇİKA KRALLIĞI
Leopold II Şövalyesi Nişanı Brüksel, Belçika (1992)
FRANSIZ KÜLTÜR BAKANLIĞI
Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı Paris, Fransa (1992)
TÜRKMENİSTAN CUMHURBAŞKANLIĞI
Türkmen Vatandaşlığı Aşkabat, Türkmenistan (1995)
PAMUKKALE UNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Denizli (1995)
MİN-ON VAKFI
Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
NELER DEMİŞTİ? |
‘‘Ben gerçek bir rocker'ım. Belki kimse farketmiyor ama hayatımı hep rock felsefesine göre yaşadım. Çok gezdim, çok gördüm ve gördüklerim sayesinde bilgimi arttırdım... Hep sordum, sorguladım...’’
‘‘Biz evde Lale'ye çocuklarla birlikte anne deriz... Çünkü o ben dahil hepimizin annesi... Ona çok şey borçuluyum.’’
‘‘Ben hiçbir zaman Japonya'da yaşamak istediğimi söylemedim. Bu çok komik... Evet bana pek çok olanak sunuldu ama ben ülkemi seviyorum ve buradan ayrılmayı da düşünmüyorum...’’
‘‘Yaşantımızın her dakikası programlıdır. Başka türlü bu tempo ayak uydurmak mümkün değil... Çalışmayı seviyorum, bu yaşam tarzımı da. Tek programlayamayacağımız şey ölümdür...’’
Yazan: Fikret Ercan, Hürriyet
Kaynak:http://www.barismancomix.com/onunardindan
Kronoloji
1943 | İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi'nde doğdu. |
1958 | 15 yaşındayken, "Kafadarlar" adlı ilk müzik grubunu kurdu. |
1960 | İkinci müzik grubu olan "Harmoniler"i kurdu. |
1962 | İlk 45'liğini çıkardı. |
1963 | Desen ve grafik sanatları eğitimi almak için Belçika'ya gitti. |
1964 | Fransa'da üç şarkılık sansasyonel bir 45'lik plak çıkardı. |
1966 | Paris'te iki yeni 45'lik plak daha çıkardı. |
1969 | Türkiye'ye döndü ve Mazhar Alanson - Fuat Güner ile birlikte "Kaygısızlar" grubunu kurdu. |
1970 | "Dağlar Dağlar" adlı şarkının sözlerini yazdı. |
1971 | Amasya'da askerlik yılları başladı. |
1972 | "Kurtalan Ekspres"grubunu kurdu. |
1975 | "Baba Bizi Eversene" adlı ilk ve tek sinema filmini çekti. |
1976 | Belçika'da Kurtalan Ekspres ile birlikte "Nick The Chopper" adlı albümünü çıkardı. Bu albüm tüm Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. |
1979 | Yılın Erkek Sanatçısı, Yılın Bestecisi, Yılın Grubu ödüllerini aldı. |
1981 | "Sözüm Meclisten Dışarı" adlı albümün çıkması ile birlikte Barış Manço bir tutku haline geldi. |
1983 | Yılın en iyi pop müziği sanatçısı seçildi. Aynı yıl, "Kazma" adlı şarkısıyla Eurovision'a katıldı ve elendi. |
1984 | Türkiye'de, Belçika'nın reklamını yaptığı için müzik elçisi seçildi. |
1988 | 30.Sanat Yılını, "Ful Aksesuar '88 Manço Sahibinden İhtiyaçtan" adlı albümüyle kutladı. Ayrıca, 7'den 77'ye adlı efsane tv programı yayın hayatına başladı. |
1989 | TRT tarafından yılın en başarılı pop müzik sanatçısı seçildi. |
1990 | "Darısı Başınıza" adlı albümü ile birlikte, başarılarının doruk noktasına ulaştı. |
1991 | Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı Ünvanı'na layık görüldü. |
1996 | Japonya'da büyük bir konser vererek, "Live In Japan" adlı albümünü çıkardı. |
1998 | Aralık 1998'de 7'den 77'ye programının 378. bölümünü çekerek, Türk Televizyon tarihinde bir rekora imza attı. Bu, efsane tv programının son bölümüydü. |
1999 | "Mançoloji" albümünün çalışmalarına başladı. Ancak, "Ömrümün Sonbaharında" şarkısında dediği gibi, son şarkısını tamamlayamadan hayata veda etti. |
Kaynak:http://www.barismancomix.com/kronoloji
Barış Manço'nun Sinema Hayatı
Barış Manço'nun sinema hayatı, kısa sürelidir. Barış Manço, 1975'de ilk ve tek filmi olan "Baba Bizi Eversene"yi çevirmiş, sinema hayatına başlamış, aynı zamanda bu filmle de sinema hayatına son noktayı koymuştur.
Barış Manço, bu film ile, oyunculuğunun da en az şarkıcılığı kadar iyi olduğunu göstermiş, ancak nedendir bilinmez, başka film çevirmemiştir...
Baba Bizi Eversene
Barış Manço'nun, 1975'de çevirmiş olduğu ilk ve tek filmi "Baba Bizi Eversene"...
"Baba Bizi Eversene", komedi filmleri arasında özel bir yere sahip. Bunun sebebi, hem filmin konusunun ilginç olması, hem Barış Manço'nun tek filmi olması, hem de kadronun usta ve ünlü oyunculardan oluşması...
Filmde Barış Manço'nun bir çok şarkısının kullanıldığını görüyoruz. Filmin başlangıç ve bitiş şarkısı olarak "Nazar Eyle" seçilmiş. Ayrıca, filmin akışı içerisinde Barış Manço'dan direkt olarak ya da arkaplandan "Gamzedeyim", "Ben Bilirim", "Fairground", "Dere Boyu Kavaklar", "Acıh da Bağa Vir", "Bir Bahar Akşamı" gibi parçaları duyabiliyoruz. Filmin hareketli veya duygusal anlarında "Tavuklara Kışt De", "2023" ve "Vur Ha Vur"un da melodilerini duymak mümkün.

Mahir (Barış Manço), CIBA-GEIGY adlı dönemin ünlü ilaç fabrikasında satış temsilcisi olarak çalışmaktadır. Mahir, fabrikanın sahibi Fazıl Bey'in (Hulusi Kentmen) kızı Sevim (Meral Zeren) ile yıllar önce bir aşk yaşamışlar, fakat Fazıl Bey bu ilişkiye karşı çıktığı için kızı Sevim'i Avrupa'ya göndermiştir. Uzun bir sürenin ardından Sevim'in Türkiye'ye dönüşü, Mahir ile Sevim'in aşkını yeniden körükleyecek ve olaylar gelişecektir. Fazıl Bey, Mahir ve Sevim'in evlenmelerine karşı çıkmaktadır.
Bu arada, Fazıl Bey'in oğlu ve Sevim'in erkek kardeşi olan Erol (Sinan Ecer) ile birlikte olan Şermin (Serpil Nur), başkasından doğurduğu bebeği Erol'a getirir ve onun çocuğu olduğunu söyler. Erol paniğe kapılmıştır ve bebekten kurtulmanın yollarını arar. Bu sırada bir plan yapan Mahir-Sevim-Erol üçlüsü, bebeğin Mahir ve Sevim ikilisine ait olduğunu Fazıl Bey'e söylerler ve bu bebek sayesinde Fazıl Bey'in kendilerini evlendireceğini düşünürler. İşte tam bu noktada komik olaylar silsilesi başlar...
Adı: Baba Bizi Eversene
Yapım: Erman Film
Yapım Yılı: 1975
TV Telif Hakkı: Show TV, TGRT, TRT1
Sponsor: CIBA-GEIGY
Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Ahmet Üstel
Kamera ve Foto Direktörü: Kenan Kurt
Renk Uzmanı: Türker Vatan
Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan
Negatif Montaj: Mahmut Eskici
Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu
Müzik: Barış Manço ve Kurtalan Ekspres
Prodüktör: Hürrem Erman
Stüdyo: Yeni Stüdyo
Kaynak:http://www.barismancomix.com/sinema
Barış Manço, bu film ile, oyunculuğunun da en az şarkıcılığı kadar iyi olduğunu göstermiş, ancak nedendir bilinmez, başka film çevirmemiştir...
Baba Bizi Eversene
Barış Manço'nun, 1975'de çevirmiş olduğu ilk ve tek filmi "Baba Bizi Eversene"...
"Baba Bizi Eversene", komedi filmleri arasında özel bir yere sahip. Bunun sebebi, hem filmin konusunun ilginç olması, hem Barış Manço'nun tek filmi olması, hem de kadronun usta ve ünlü oyunculardan oluşması...
Filmde Barış Manço'nun bir çok şarkısının kullanıldığını görüyoruz. Filmin başlangıç ve bitiş şarkısı olarak "Nazar Eyle" seçilmiş. Ayrıca, filmin akışı içerisinde Barış Manço'dan direkt olarak ya da arkaplandan "Gamzedeyim", "Ben Bilirim", "Fairground", "Dere Boyu Kavaklar", "Acıh da Bağa Vir", "Bir Bahar Akşamı" gibi parçaları duyabiliyoruz. Filmin hareketli veya duygusal anlarında "Tavuklara Kışt De", "2023" ve "Vur Ha Vur"un da melodilerini duymak mümkün.
FİLMİN KONUSU |
Bu arada, Fazıl Bey'in oğlu ve Sevim'in erkek kardeşi olan Erol (Sinan Ecer) ile birlikte olan Şermin (Serpil Nur), başkasından doğurduğu bebeği Erol'a getirir ve onun çocuğu olduğunu söyler. Erol paniğe kapılmıştır ve bebekten kurtulmanın yollarını arar. Bu sırada bir plan yapan Mahir-Sevim-Erol üçlüsü, bebeğin Mahir ve Sevim ikilisine ait olduğunu Fazıl Bey'e söylerler ve bu bebek sayesinde Fazıl Bey'in kendilerini evlendireceğini düşünürler. İşte tam bu noktada komik olaylar silsilesi başlar...
FİLMİN KÜNYESİ |
OYUNCU KADROSU |
Barış Manço "Mahir" 1943, İstanbul / 1 Sinema Filmi | |
Meral Zeren "Sevim" 1950, İstanbul / 75 Sinema Filmi | |
Hulusi Kentmen "Fazıl Bey" 1911, Bulgaristan / 281 Sinema Filmi | |
Sinan Ecer "Erol" 2 Sinema Filmi | |
Serpil Nur "Şermin" 1958, İstanbul / 3 Sinema Filmi | |
Bilge Zobu "Tamburi Sami Bey" 1932, İstanbul / 45 Sinema Filmi | |
Diler Saraç "Nevin Hanım" 1937 / 131 Sinema Filmi | |
Ali Cağaloğlu "Karhan" 1930, İstanbul / 25 Sinema Filmi | |
Feridun Çölgeçen "Komser" 1911, İstanbul / 316 Sinema Filmi | |
Erdoğan Güz "Topçu'nun Şoförü" 1 Sinema Filmi | |
Yaşar Şener "Meyhaneci" 1926 / 74 Sinema Filmi | |
Mustafa Yavuz "Meyhanedeki Müşteri" 1945, Isparta / 68 Sinema Filmi |
Kaynak:http://www.barismancomix.com/sinema
Barış Manço'nun Televizyon Hayatı
Barış Manço, yapabileceği her türlü işe el atmış, ve bunlarda da başarılı olmuştur. İşte bunlardan birisi de, onun televizyonculuğudur...
Bu bölümümüzde, Barış Manço'nun televizyonculuk hayatının ve televizyon programlarının ayrıntılarına ulaşacaksınız.
Barış Manço, yapmak istediği televizyon programlarını yıllarca planladı ve kafasında tasarladı. Ancak, dönemin TRT yönetiminden bir türlü olumlu yanıt alamamıştı...
En sonunda televizyon projesini hayata geçirmek için Ekim 1988'de TRT 1 televizyonuna, o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi.
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "Barış Manço ile 7'den 77'ye" programı 1988 yılında doğdu.
"Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu.
"Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "İkinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
Günümüzde bir hayli sevilen ve ilgiyle izlenen programlar listesinde başı çeken talk show'larda da, "4 X 21 Doludizgin" adı altında Barış Manço'nun imzası vardı.
Programların ayrıntıları:
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "Barış Manço ile 7'den 77'ye" programı 1988 yılında doğdu.
"Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu.
"Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "İkinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
Barış Manço ile 7'den 77'ye, TRT 1, TGRT ve atv'de yaklaşık 11 yıl boyunca yayında kaldı...
Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin atv dönemindeki jeneriğini izlemek için tıklayın.

Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin 1988'deki ilk logosu.
Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin 1990'ların ortasındaki logosu.
Adam Olacak Çocuk
Adam Olacak Çocuk, çocuklara yönelik bir söyleşi programıydı. Barış Manço, programlarda, katılan çocuklarla söyleşi yapar, öğütler verir, oyuncaklar dağıtır, şarkılar söylerdi. Ayrıca programa, ünlü şarkıcı ve sanatçıları da davet eder, eğlenceyi arttırırdı...
"10 PUAN 10 PUAN 10 PUAN", "Dişlerini fırçala, ıspanağını ye, arabada arka koltukta otur, teybin kırmızı kayıt düğmesine basma" gibi Barış Abi'mizin meşhur söz ve öğütleri, Adam Olacak Çocuk'ta hayat bulmuştu...
İkinci Kahvaltı
İkinci Kahvaltı, Adam Olcak Çocuk'un bir anlamda yaşlılara yönelik versiyonuydu. Barış Manço, tek tek dedelerimizi, anneanne ve babaannelerimizi sahneye alıp sohbet eder, onlarla şarkılar söylerdi.
Programın sonunda, yaşlılara kahve servisi yapılır, büyük kahve paketleri hediye edilirdi...
"7'den 77'ye" isminin gereği olarak hem Adam Olacak Çocuk, hem İkinci Kahvaltı gerçekten de "7'den 77'ye" ismine yakışır programlardı...
Dönence Dünya Turu
Dönence Dünya Turu programında, Barış Manço ve ekibi, her hafta başka bir ülkeye gider, bu ülkeleri A'dan Z'ye tanıtırdı.
Bu program bir bilim ve gezi belgeseli niteliği taşıyordu. Barış Manço ve ekibi, bu programla birlikte 150 değişik ülkeye giderek, 500.000 km'den fazla yol kat etti...
Barış Manço, bu programda gezdiği mekanlarla hem kendisini, hem de izleyicilerini bilgilendirmiş, geliştirmiş ve yıllarca Türk izleyicisinin dünyaya açılan penceresi olmuştur...
Türkiye'nin tanıtımında da önemli rol oynayan Barış Manço, gittiği her ülkede kelimenin tam mânasıyla "Barış Elçiliği" yapmıştır.
Dere Tepe Türkiye
Dere Tepe Türkiye; Dönence ile aynı özellikleri taşıyan, fakat Türkiye sınırları içerisinde yapılan gezilerin ve araştırmaların yer aldığı bir Türkiye Belgeseliydi...
Barış Manço, program çekimlerinde gittiği her şehirde ve yörede halkın büyük sevgisiyle karşılanır, o da bu sevgiye sempatik ve espritüel yapısıyla karşılık verirdi...
Dere Tepe Türkiye'nin ilk çekimleri 1988'de Artvin'de yapılmış ve Barış Manço yıllar içinde Türkiye'yi bir uçtan bir uca gezmiştir...
4 X 21 Doludizgin
Barış Manço, günümüzün en çok izlenen program listelerinde başı çeken "talk show" programcılığına da el atmıştı...
TRT 1'de hafta içi saat 21:00'de ekrana gelen 4X21 Doludizgin, 7'den 77'ye programından ayrı olarak yapılıyordu.
Barış Manço, her programda farklı bir sanatçı konuğu ağırlıyor; güzel, seviyeli, esprili, eğlenceli ve hoş sohbetlere imza atıyordu.
4X21 Doludizgin'e katılanlar arasında, Aşkın Nur Yengi, Ayşegül Aldinç, Berkant, Özdemir Erdoğan, Cem Karaca, Cem Özer, Emel Sayın, Emrah, Gönül Yazar, Halit Kıvanç, Lale Mansur, Merve İldeniz, Muazzez Ersoy, Nurseli İdiz, Sezen Cumhur Önal, Orhan Gencebay, Turgut Özal, Semra Özal, Şener Şen, Seren Serengil, Sezen Aksu, Sibel Gökçe, Tayfun Duygulu, Yeni Türkü, Yıldırım Aktuna, Yonca Evcimik gibi hem dönemin hem de günümüzün ünlü simaları yer almaktadır...
Kaynak:http://www.barismancomix.com/tv
Bu bölümümüzde, Barış Manço'nun televizyonculuk hayatının ve televizyon programlarının ayrıntılarına ulaşacaksınız.
Barış Manço, yapmak istediği televizyon programlarını yıllarca planladı ve kafasında tasarladı. Ancak, dönemin TRT yönetiminden bir türlü olumlu yanıt alamamıştı...
En sonunda televizyon projesini hayata geçirmek için Ekim 1988'de TRT 1 televizyonuna, o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi.
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "Barış Manço ile 7'den 77'ye" programı 1988 yılında doğdu.
"Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu.
"Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "İkinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
Günümüzde bir hayli sevilen ve ilgiyle izlenen programlar listesinde başı çeken talk show'larda da, "4 X 21 Doludizgin" adı altında Barış Manço'nun imzası vardı.
Programların ayrıntıları:
Barış Manço ile 7'den 77'ye
"Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu.
"Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "İkinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
Barış Manço ile 7'den 77'ye, TRT 1, TGRT ve atv'de yaklaşık 11 yıl boyunca yayında kaldı...
Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin atv dönemindeki jeneriğini izlemek için tıklayın.
Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin 1988'deki ilk logosu.
Barış Manço ile 7'den 77'ye'nin 1990'ların ortasındaki logosu.
Adam Olacak Çocuk
Adam Olacak Çocuk, çocuklara yönelik bir söyleşi programıydı. Barış Manço, programlarda, katılan çocuklarla söyleşi yapar, öğütler verir, oyuncaklar dağıtır, şarkılar söylerdi. Ayrıca programa, ünlü şarkıcı ve sanatçıları da davet eder, eğlenceyi arttırırdı...
"10 PUAN 10 PUAN 10 PUAN", "Dişlerini fırçala, ıspanağını ye, arabada arka koltukta otur, teybin kırmızı kayıt düğmesine basma" gibi Barış Abi'mizin meşhur söz ve öğütleri, Adam Olacak Çocuk'ta hayat bulmuştu...
İkinci Kahvaltı
Programın sonunda, yaşlılara kahve servisi yapılır, büyük kahve paketleri hediye edilirdi...
"7'den 77'ye" isminin gereği olarak hem Adam Olacak Çocuk, hem İkinci Kahvaltı gerçekten de "7'den 77'ye" ismine yakışır programlardı...
Dönence Dünya Turu
Dönence Dünya Turu programında, Barış Manço ve ekibi, her hafta başka bir ülkeye gider, bu ülkeleri A'dan Z'ye tanıtırdı.
Bu program bir bilim ve gezi belgeseli niteliği taşıyordu. Barış Manço ve ekibi, bu programla birlikte 150 değişik ülkeye giderek, 500.000 km'den fazla yol kat etti...
Barış Manço, bu programda gezdiği mekanlarla hem kendisini, hem de izleyicilerini bilgilendirmiş, geliştirmiş ve yıllarca Türk izleyicisinin dünyaya açılan penceresi olmuştur...
Türkiye'nin tanıtımında da önemli rol oynayan Barış Manço, gittiği her ülkede kelimenin tam mânasıyla "Barış Elçiliği" yapmıştır.
Dere Tepe Türkiye
Dere Tepe Türkiye; Dönence ile aynı özellikleri taşıyan, fakat Türkiye sınırları içerisinde yapılan gezilerin ve araştırmaların yer aldığı bir Türkiye Belgeseliydi...
Barış Manço, program çekimlerinde gittiği her şehirde ve yörede halkın büyük sevgisiyle karşılanır, o da bu sevgiye sempatik ve espritüel yapısıyla karşılık verirdi...
Dere Tepe Türkiye'nin ilk çekimleri 1988'de Artvin'de yapılmış ve Barış Manço yıllar içinde Türkiye'yi bir uçtan bir uca gezmiştir...
4 X 21 Doludizgin
Barış Manço, günümüzün en çok izlenen program listelerinde başı çeken "talk show" programcılığına da el atmıştı...
Barış Manço, her programda farklı bir sanatçı konuğu ağırlıyor; güzel, seviyeli, esprili, eğlenceli ve hoş sohbetlere imza atıyordu.
4X21 Doludizgin'e katılanlar arasında, Aşkın Nur Yengi, Ayşegül Aldinç, Berkant, Özdemir Erdoğan, Cem Karaca, Cem Özer, Emel Sayın, Emrah, Gönül Yazar, Halit Kıvanç, Lale Mansur, Merve İldeniz, Muazzez Ersoy, Nurseli İdiz, Sezen Cumhur Önal, Orhan Gencebay, Turgut Özal, Semra Özal, Şener Şen, Seren Serengil, Sezen Aksu, Sibel Gökçe, Tayfun Duygulu, Yeni Türkü, Yıldırım Aktuna, Yonca Evcimik gibi hem dönemin hem de günümüzün ünlü simaları yer almaktadır...
Kaynak:http://www.barismancomix.com/tv
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)