30 Eylül 2010 Perşembe

Barış Manço'nun Ardından

    Mehmet Barış Manço yalnız Doğukan'la Batıkan'ı değil, 7'den 77'ye bütün sevdiklerini yetim bıraktı, karlı bir İstanbul gecesinde ve de cüce şubatın ilk günü... Oysa, eşi Lale'yle elele yıllarca ne karlı dağlar aşmış, ne okyanuslar geçmişti, ‘‘Adam Olacak Çocuk’’ lar için...
Manço, şarkısında ‘‘Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, inanamadık Gülpembe...’’ diyordu.
Söyledikleri aynen yaşandı. Hiç beklenmedik anda vefat ederek herkesi üzen Barış Manço için on binler 3 Şubat 2009 günü ayaktaydı; kalabalık ne salonlara, ne de sokaklara sığdı...

Hürriyet Gazetesi'nin 4 Şubat 1999 tarihli manşeti.
    Onbinlerce insanın elleri arasında şarkılarıyla uğurlandı Barış Manço... Sanatçıydı, halkın sevgilisiydi Barış, reyting canavarlarının olmasa da... Son günlerde sıkça tartışılan ‘‘sanatçı kimliği’’ tartışmasına acı bir nokta koydu Barış Manço: İşte halkın sanatçısı, sonsuzluğa alkışlarla uğurlandı...
Ani ve beklenmedik ölümü 7'den 77'ye herkesi üzen Barış Manço'yu sevenler, günlerdir ayrılmadıkları Moda'daki evinin önünü sabahın erken saatlerinden itibaren yine doldurdular.
İngilizler'in, Prenses Diana'ya layık gördüğü sevginin bir benzeri sergilendi. Ani ölümüyle herkesi üzüntüye boğan Barış Manço, son yolculuğunda on binleri bir araya getirdi.
Son 4 günde önemli şirketlerin telefon santrallarında, tüm radyolarda, lüks mağaza ve Akmerkez benzeri işyerlerinde Manço'nun şarkılarının çalınması da gerçek sanatçının farkının bir başka kanıtı oldu.
  DAĞLAR DAĞLAR'LA MÜZİĞE MERHABA
1 Ocak 1943 günü Üsküdar'da dünyaya gelen Barış Manço, 1 Şubat l999 günü Türk Hafif Müziği'nde büyük devrimler yapmış ve adını altın harflerle yazdırmış bir sanatçı olarak aramızdan ayrılıverdi.
İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım, böyle bir evlada sahip oldukları için hep gururlandılar...
Derken Galatasaray Lisesi'nin yolunu tutttu. Klasik, disiplinli ve kültür dolu yatılı öğrencilik yılları onu bekliyordu. Çok başarılı bir öğrenci değildi. İkmaller ve Savaş ağabeyinin sopalarıyla liseyi bitirdi. Barış hep yakınırdı; ‘‘Hiç parçalanacak oyuncağım olmadı’’ diye.
Fakat o günlerin Manço'sundaki Güzel Sanatlar'a yatkınlık belirtileri kimsenin gözünden kaçmıyordu. Bir yandan resimler yapıyor, bir yandan da besteler üzerinde çalışıyordu. Derken 1963 yılında Belçika Kraliyet Akademisi'nin yolunu tuttu.
İstanbul'dan başka bir yer göremeden, otostop yaparak Belçika'ya gitti. Desen ve grafik sanatlar öğrenimi yaparak 1969 yılında mezun oldu. Bu öğrenimi sırasında İstanbul'la Brüksel arasında mekik dokudu. Bir keresinde ‘‘Hayırlı akrabalarım pederin vefatından sonra bir çöp bile bırakmamışlar bana’’ diye dert yanmıştı gülerek...
1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Hayati Kafe, Erol Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış da aklına koymuştu bu dünyanın içine girmeyi. 1970'in mart ayında yaptığı ‘‘Dağlar Dağlar’’ dört ayda 700 bin satınca müzik dünyasının içinde buldu kendini. Bu şarkıyı Keban'dan İstanbul'a minübüsle gelirken dağlara baka baka bestelemişti. Artık onun yolu Anadolu rock müziği üzerine olacaktı. Tatlı tatlı yarıştığı dönem arkadaşları, Fikret Kızılok ve Cem Karaca idi.
Barış Manço günümüze kadar bestelediği 200'ün üzerindeki şarkısıyla milyonların kalbine taht kurdu. Yalnız Türkiye'de değil, Japonya'ya kadar birçok ülkede popüler sanatçı oldu. Bu besteleri kendisine 18 altın ve bir platin albüm/kaset ödülü kazandırdı. Bu sarkılarının birçoğu Yunanca'ya, Bulgarca'ya, Arapça'ya, İbranice'ye, Japonca'ya, Farsça'ya çevrildi. Japonya'da iki CD'si yayınlandı.
  DÜNYAYI DOLAŞTI
    Barış Manço daha sonraları televizyon yapımcılığına el attı. Büyük birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istiyordu. Biraz da seyyah olup, dünyayı gezmek vardı düşlerinde. Ekim 1988'de, TRT 1 Televizyonu'na o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. ‘‘Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli’’ydi düşündüğü...
Yayına girdiği ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan ‘‘Barış Manço ile 7'den 77'ye’’, böylelikle onun bir başka yavrusu olacaktı, ölümünden birkaç ay öncesine kadar.
Program çekimleri icin oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu.
Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk olduklar Manço'ya. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı.
  DEVLET SANATÇILIĞINDAN ŞEREF MADALYASINA
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
Devlet Sanatçısı, Ankara (1991)
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Ankara (1991)
SOKA ÜNİVERSİTESİ
Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
BELÇİKA KRALLIĞI
Leopold II Şövalyesi Nişanı Brüksel, Belçika (1992)
FRANSIZ KÜLTÜR BAKANLIĞI
Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı Paris, Fransa (1992)
TÜRKMENİSTAN CUMHURBAŞKANLIĞI
Türkmen Vatandaşlığı Aşkabat, Türkmenistan (1995)
PAMUKKALE UNİVERSİTESİ
Onursal Doktora, Denizli (1995)
MİN-ON VAKFI
Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
  NELER DEMİŞTİ?
‘‘Ülkemizdeki şöhret meselesine gelince... Amerikalı bir meslektaşımın lafını çok tutmuştum. 2000'li yıllarda herkes meşhur olacak ama sadece 15 dakika için...’’
‘‘Ben gerçek bir rocker'ım. Belki kimse farketmiyor ama hayatımı hep rock felsefesine göre yaşadım. Çok gezdim, çok gördüm ve gördüklerim sayesinde bilgimi arttırdım... Hep sordum, sorguladım...’’
‘‘Biz evde Lale'ye çocuklarla birlikte anne deriz... Çünkü o ben dahil hepimizin annesi... Ona çok şey borçuluyum.’’
‘‘Ben hiçbir zaman Japonya'da yaşamak istediğimi söylemedim. Bu çok komik... Evet bana pek çok olanak sunuldu ama ben ülkemi seviyorum ve buradan ayrılmayı da düşünmüyorum...’’
‘‘Yaşantımızın her dakikası programlıdır. Başka türlü bu tempo ayak uydurmak mümkün değil... Çalışmayı seviyorum, bu yaşam tarzımı da. Tek programlayamayacağımız şey ölümdür...’’

Yazan: Fikret Ercan, Hürriyet

Kaynak:http://www.barismancomix.com/onunardindan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder